Memede saptanan bir oluşumun tam olarak teşhisinin konulabilmesi için mutlaka parça alınması ve bunun patoloji laboratuarında incelenmesi gerekir. Bu inceleme önce gözle yapılır, daha sonra ince kesitler alınarak mikroskop altında yapılır. Bazı durumlarda alınan ince kesitleri, çeşitli boya, kimyasal ve immünokimyasal maddeler ile muameleye tabi tutularak mikroskop altında incelenmek gerekir.
Patoloji raporunuzda makroskopik (gözle yapılan inceleme) inceleme ve mikroskopik (mikroskop altında yapılan inceleme) inceleme adı altında 2 başlık vardır.
Raporunuzun altında ise teşhis vardır ve çeşitli tıbbı terimler kullanılır.
Eğer memede iyi huylu bir oluşum varsa bunun adı yazılır. Bunlar;
Memede İyi Huylu Oluşumlar
Memenin iyi huylu tümörleri ile ilgili bilgiler memenin kanser olmayan tümörleri bölümünde ayrıntılı olarak verilmiştir. Aşağıda sıralanmıştır.
Fibrokistik değişiklik
Enfeksiyon bulguları
Fibroadenom
Filloid tümör
Radial Skar
Yağ nekrozu
Tüberküloz
sklerozan adenozis
İntraduktal papilloma
Atipi (Bazı durumlarda oluşumda atipi bulunması özel bir durum ortaya koyar ve bunun çok iyi değerlendirilmesi gerekir)
Meme Kanseri Saptanmış İse
Raporun sonunda bazen Malignite bulgusuna rastlanmadı şeklinde bir yazı olabilir. Bu inceleme sonucu kanser ile ilgili hiçbir bulgunun görülmediği anlamını taşır.
Eğer memede patoloji incelemesi sonucu kanser ile ilgili bir bulgu var ise bu malignite var demektir. Kanserin tıbbi adı karsinomadır ve patoloji raporunda karsinoma şeklinde bildirilir.
Eğer memede kanser saptanmış ise kanserin durumu ve yapısını belirten bazı terimler raporunuzda yer alır.
Normal bir süt kanalı kesiti
Süt kanalı içindeki hücreler kansere dönüşerek aşırı çoğalmaya başlıyorlar.
Kanser hücreleri kanalın içini doldurmuş ama kanalın dışına çıkmamış (Duktal karsinoma in situ DCIS)
Kanser hücreleri süt kanılının dışına taşmış (invaziv duktal karsinoma)
Duktal karsinoma
Kanser süt kanalından kaynaklanıyorsa duktal karsinoma olarak adlandırılıyor. Kanalın dışına çıkıp çıkmamasına göre 2 gruba ayrılır
Duktal karsinoma in situ (İntraduktal karsinoma) (DCIS)
Süt kanallarını döşeyen hücreler, kontrolsüz olarak çoğalmaya başladıkları zaman ilk önce kanalı dolduruyorlar. Henüz kanal dışına taşmayan bu safhaya duktal karsinoma in situ (DCIS) adı veriliyor. Bu safha meme kanserinin en erken safhası. Kanser hücreleri henüz kanal dışına çıkmadığı için, vücudun her hangi bir yerine atlamamış durumda. Sadece bu bölgenin çıkartılması ile kanser tam olarak tedavi edilebiliyor.
Duktal karsinoma in situ safhasında, tümör boyutu genellikle elle muayene ile fark edilemeyecek kadar küçüktür. Bu safhada kanser daha çok mamografi ile tespit edilebiliyor. Bu nedenle kanserin erken teşhis edilebilmesi için 40 yaşını geçen her kadının, her yıl mamografi filmini çektirmesi öneriliyor. Toplu meme kanseri taramalarının yapıldığı gelişmiş ülkelerde, meme kanserlerinin bu safhada yakalanma oranı % 25 lere kadar yükseliyor Bu taramaların yapılmadığı ülkelerde ise, kanserin bu safhada yakalanma oranı % 2 civarında
İnvaziv duktal karsinoma (İnfiltratif duktal karsinoma)
Bir süre sonra kanser hücreleri kanal dışına çıkıyorlar; bu safha invaziv (infiltratif) safha, yani kanserin memeyi istila safhası. Meme kanserleri içinde en sık invaziv duktal karsinomayı görüyoruz. Yani sütü, süt bezinden meme başına taşıyan kanalları döşeyen hücrelerden kaynaklanan ve kanal dışına çıkmış kanser.
Lobuler karsinoma
Kanser süt bezinden kaynaklanıyorsa lobuler karsinoma olarak adlandırılıyor. Süt bezinin dışına çıkıp çıkmamasına göre 2 gruba ayrılır.
Lobuler Karsinoma In Situ(LCIS)
Süt bezlerini hücrelerden kaynaklanan ve bez dışına taşmamış anlamına gelen Lobuler Karsinoma in Situ, adına rağmen kanser kabul edilmiyor. Çünkü lobuler karsinoma in situ, invaziv lobuler karsinoma’ ya dönüşmüyor, yani süt bezinin dışına çıkıp yayılmıyor. Bu nedenle kanser kabul edilmiyor; bize sadece bu memede kanser gelişme riskinin arttığını ve dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor.
İnvaziv lobüler karsinoma (İnfiltratif lobüler karsinoma)
Memede ikinci sıklıkta İnvaziv lobuler karsinoma’ yı görüyoruz. Bu da süt bezlerinden kaynaklanmış ve bez dışına çıkmış anlamına geliyor.
Medullar karsinoma ve Müsinöz karsinoma
Bunlar diğer meme kanseri tipleridir. Bunlar invaziv duktal karsinoma ve invaziv lobular karsinomadan daha iyi seyrediyorlar.
Tübüler karsinoma
Tübüler karsinoma meme kanserleri arasında en iyi seyredeni. Meme kanserlerinin % 2 sini oluşturuyorlar.
Enflamatuar meme kanseri
Enflamatuar meme kanseri, meme derisinde kızarıklık, ısı artışı ve kalınlaşma gibi bulgularla kendisini gösteriyor. Burada bir enfeksiyon söz konusu değil. Sıcak ve kızarık görüntü, kanser hücrelerinin meme derisi lenf kanallarına yayılmasıyla ortaya çıkıyor. İlk çıktığı andan itibaren ileri safha (Evre IIIB) kabul ediliyor. Enflamatuar meme kanseri terimi, kanserin hücresel kaynağı veya yapısını değil, klinik görünümüne göre yapılan bir evrelemeyi işaret etmektedir ve yukarıda bahsedilen gruplandırmanın dışında kalmaktadır.
Tümörünün diğer özellikleri
Yukarıda adı geçen terimler kanserin yapısını belirtirler. Bunun yanı sıra bazı bilgiler de verilir.
Tümörün çapı
Tümörün büyüklüğü tedavinin planlanmasında önemli bir kriter olarak kabul ediliyor. Tümörün boyutu ne kadar küçükse hastalık o kadar iyi seyirli kabul ediliyor. Günümüzde erken tanı yöntemi olan mamorafi taramaları ve toplumun meme kanseri konusunda bilgilendirilmesi sonucu hastalık, tümör çapı küçükken yakalanıyor.
Lenf bezlerine metastaz
Memede süt bezi veya süt kanalı dışına çıkan kanser, ilk önce koltuk altında bulunan lenf düğümlerine geliyor. Ameliyat ile koltuk altındaki lenf düğümleri çıkartılarak inceleniyor. Kanserin kaç tane koltuk altındaki lenf düğümüne sıçramış olduğu önemli bir gösterge. Bir lenf düğümüne bile sıçrama varsa ve başka bir engel yoksa yardımcı ilaç tedavisi (adjuvant kemoterapi) uygulanması gerekiyor. Eğer koltuk altındaki lenf düğümleri, metastaz sonrası birbirlerine veya çevredeki dokulara yapışmış ise, ameliyattan önce ilaç tedavisi (neoadjuvant kemoterapi) uygulanması gerekiyor.
Hücresel grade (sellüler grade)
Hücrelerin bazı özelliklerine bakılarak bu derecelendirme yapılıyor. Patoloji raporunda hücresel ve nükleer “grade” şeklinde rapor ediliyor. Grade I en iyi derece grade III ise en kötü derece kabul ediliyor. Grade II ise bunların arasında kalıyor.
Tümörün Kanser dışı bilgileri
Genel olarak bir patoloji raporunda bu bilgiler yer alır, fakat kanserle ilgili daha fazla bilgiye sahip olabilmek için ek testler istenir.
ER ,PR (Östrojen ve Progesteron reseptörleri)
Memedeki süt bezleri ve kanalları döşeyen hücreler, östrojen (ER) ve progesteron (PR) denilen kadınlık hormonlarına duyarlı. Bu hormonlar, hücreler üzerindeki özel noktalara bağlanarak bu hücrelere etki ediyorlar. İşte bu özel noktalara reseptör (algılayıcı) deniyor. Bazı meme kanseri hücrelerinde de bu östrojen veya progesteron reseptörleri bulunuyor. Patoloji raporlarında yazan ER (+) , PR (+) anlamı, kanser hücrelerinin östrojen ve progesteron reseptörlerini taşıdığı anlamına geliyor. Bu reseptörlerin varlığı kanserin nispeten daha iyi huylu olduğunu ve daha iyi seyredeceğini gösteriyor. Genelde yaş ilerledikçe, kanserde östrojen ve progesteron reseptörü varlığı oranı artıyor. Bu reseptörlerin bulunması, hastanın tedavisinin planlanmasında da önem taşıyor.
HER2/neu (c-ErbB2)
Bazı kanser tiplerinde farklı genetik yapı ve buna bağlı bazı özel proteinlerde artış söz konusudur. Tümörde HER-2/neu (c-erbB-2) proteini artışının saptanması
(pozitif olarak bildirilir), hastalığın biraz daha saldırgan olduğunu gösteriyor.: Ayrıca ilaç tedavisinde kullanılacak ilaçlarda da değişiklik yapmayı gerektirebiliyor.
Ekstensiv İntraduktal Komponent
Tümörün süt kanalı içi boyunca yayılmış olması (ekstensiv intraduktal komponent), meme koruyucu ameliyat yapılması açısından önemli. Eğer bir tümörde intraduktal komponent, tümör kitlesinin % 25 inden fazla kısmını oluşturuyor ise, memenin tümünün alınması öneriliyor.
Lenfatik invazyon
Kanserin, çevredeki lenf damarlarını (lenfatik invazyon) işgal etmesidir. Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.
Vasküler invazyon
Kanserin, çecresindeki kan damarlarını (vasküler invazyon) işgal etmesidir. Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.
Tümör Nekrozu
Tümörü oluşturan hücrelerin bir kısmının beslenmesinin bozularak ölmesidir ( tümör nekrozu). Tümörün hızlı büyüdüğünün göstergesidir ve
Pozitif olması, kanserin saldırgan bir karakterde olduğu yönünde bir belirtidir.
Cerrahi sınırlar
Çıkartılan kanserli dokunun çevresinde bir miktar da normal doku alınır. Bu sayede geride kanserli doku bırakılmaz. Cerrahi sınırların temiz olması geride kanserli doku kalmadığını gösterir, eğer temiz değil ise geride kanserli doku kalmış demektir ve ameliyat ile yeniden kalan kanserli dokunun çıkartılması gerekir
Özet olarak bir patoloji raporunda bulunması gereken sonuçlar
Tümörün yapısı (Duktal veya Lobüler)
Tümörün kanal veya süt bezinin dışına çıkıp çıkmadığını gösteren bilgi (intraduktal) veya invaziv(infiltratif), intralobüler veya invaziv lobüler
Hücresel grade
Nekroz durumu
Tümörün çapı
lenfatik ve vasküler invazyon durumu
Farklı bir yapıda ise bilgi( tübüler karsinoma, müsinöz,karsinoma, medüller karsinoma)
Cerrahi sınırlar
ER ve PR reseptörleri
HER2/neu (c-ErbB2) durumu